16 Aralık 2025 - Salı

BAŞARILI OLMA YOLUNDA ENGELLER

...

Yazar - Mehmet Gökselli
Okuma Süresi: 4 dk.
Mehmet Gökselli

Mehmet Gökselli

- GSM: 0 538 964 20 51
Google News


Yetişme ve başarılı olma yolunda hedefe doğru ilerleyen tüm halkımıza ve yeni nesil yetişen bütün gençlere sesleniyorum. Biliniz ki tuttuğunuz yolda birçok tehlikeli geçitleriniz ve yol kesen düşmanlarınız vardır. Yani, ilerlediğimizi gören şahıslar, ayağımıza çelme takan ve takacak olan kişiler bu edepsiz davranışa yönelmeye başlarlar. Tabii ki bunlara yalnız gençler değil, hayat yolunun her yolcusu rastlayabilir. Fakat bu düşmanlar, herkes gibi hayatın henüz eşiğindeki tecrübesiz masumları rahatsız etmeyi çok severler.
Bizim bunlarla pençeleşecek ve bu düşmanları yenecek silahımız yok değildir. Yeter ki, biz bu silahları kullanmayı bilerek yerinde, doğru zamanda ve iyi kullanmalıyız.
Kullanmayı bilmez de bir defa yenilirsek, bir daha belimizi kolay doğrultamayız.
Evet değerli okurlarım…
*Başarının ilk düşmanı tembelliktir.
Başarılı olma yolunda herkesin ilk büyük düşmanı tembelliktir. Tabii ki burada sizlere tembelliği tarif edecek değilim. Onu sizler, bizler, hepimiz az ya da çok tanıyoruz. Yalnız ben sizlere şunu söyleceğim ki, tembellik insanın karşısına çıkıp da mertçe savaşan bir düşman değildir. Aksine, eski peri hikayelerindeki kahramanlar gibi, şekilden şekile girerek ve binbir hile kullanarak insanı yenmeye çalışan bir alçaktır. Tehlikesinin büyüklüğü de buradan gelmektedir.
Tembelliğin; yerine, adamına ve çağına göre girmediği kalıp yoktur. Herkesin mizacına göre tavır alır ve konuşur. Dilimizde aldığı çeşitli isimler de onun bu sinsiliğini gösterir. Tembelliğin adı uçarılıktır. Bir adı gevşeklik, bir adı hoppalık, bir adı uyuşukluk, üşengeçlik, keyfine düşkünlük, bencilliktir.
Tembellik herkesin karşısına her zaman aynı kılıkta çıkmaz. O mesleksiz aktör gibi daima rol değiştirir. Bazen en geçerli bir mazeret kılığına girer; hasta olur, yorgun düşer ve herkesi haline acındırır. Bazen iş yapar görünür; aslında hiçbir şey yapmaz. Bazen tatlı bir dille konuşur ve gönül çeler. Onun kandırıcı bir felsefesi ve boş sözlerden örülmüş bir edebiyatı vardır.
*Başarının bir diğer düşmanı kötü arkadaştır.
İlerlediğimiz  yolda ikinci düşmanımız da kötü arkadaştır. Arkadaşın kötüsü, emin olunuz ki, bir kişinin başına gelebilecek kötülüklerden en kötüsüdür. Ve her kötülük gibi o da sinsi ve maskelidir. Hem maskesini gayet ustaca takınır. Dost ağzı kullanır, sizi kollar ve yardımınıza koşar görünür. Sizi kendisine imrendirmek için yapmadığı şaklabanlık kalmaz. Size sizin ağzınızla konuşur.
Arkadaşın kötüsü ise, size kendi ağzını kullanır ve sizi tembelikten daha çabuk kendine bağlar. Zaten tembelliğin işi asma, hoppalığa ve züppeliğe düşme şekli çoğu zaman kötü arkadaş yüzünden başlar. Ve zaman ile alışkanlık halini alarak içimizde yerleşir. Kötü arkadaşın korkulacak bir felsefesi vardır. Sizlere her fırsatta gerek sözleriyle ve gerek tavırlarıyla aşılar ve tekrar eder:
Gençliğini yaşa kardeşim, bu gençlik her zaman ele geçmez. Sana öğüt verenler vaktiyle günlerini yaşayıp da senin güzel gençliğini kıskananlardır, aldırma, eğlenmeye bak…  Daha neler demezler ki…
Dolayısıyla sizler bizim şu sözlerimize kulak verin: Arkadaş olacağınız kimsede arayacağınız şart çalışkanlık, dürüstlük ve iyimserlik olsun. Bu iyi huylarla bezenmiş olan bir insan, diğer bütün iyi meziyetlere de sahip demektir. Bunu unutma ve bu şartı bulamadığın kimse ile sakın arkadaş olma.
Evet değerli okurlarım söz konusu bu düşmanları yok etmek dileğiyle…
Esen kalın…

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.